T24 Haber Merkezi
Demokrasi İçin Birlik’in davetiyle bir ortaya gelen 70 demokratik kurumun katıldığı toplantıda oluşturulan Savaşa Karşı Hayat Konferansı Hazırlık Komitesi davette bulundu.
18 Aralık 2022 Pazar günü düzenlenecek Savaşa Karşı Hayat Konferansı öncesi hazırlık kurulu bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “İktidarın savaş siyasetlerini teşhir etmek, çocukların okulda açlıktan bayıldığı bir ülkede kamu kaynaklarının savaş sermayesine, bombaya mermiye aktarılmasına itiraz etmek, iktidarın çoluk çocuk demeden bombaladığı komşu halklarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek, hayatımızı ve geleceğimizi savunmak için yapılacak” denildi.
“Hastaneler, sivil ömür alanları tahrip edildi”
Açıklamanın devamı şöyle:
“Taksim’de yurttaşlarımızın canına mal olan bombalı saldırıyı elindeki bütün güçle karartmaya çalışan iktidar, yerdeki kanlar kurumadan bu saldırıyı nasıl kullanacağını gösterdi.
Saldırının acısını yaşayan ülkenin büyük çoğunluğu, yok edilen hayatların iktidarda kalma, seçimi kazanma stratejisinin aracı haline getirileceğini derinden sezdi. İçişleri Bakanının atak gerçekleşir gerçekleşmez yaptığı açıklamaya karşı aksi tarafta çeşitli açıklamalar yapıldı. Buna karşın birkaç güne kalmadan, Kobane bombalandı. Hastaneler, sivil hayat alanları tahrip edildi.
Daha vahim olan taarruzun nedeninin iktidarın Suriye’de cihatçı çetelerle girdiği karanlık ilgilerin olduğunun saklanamamasıydı. Saldırıyı gerçekleştirenin sözlerinde cihatçı ÖSO ve İŞİD kontakları bol bol açığa çıktı.
Buna karşın Kuzey ve Doğu Suriye ve Kuzey Irak’a hava operasyonları başladı. Akabinde Karkamış’taki roket taarruzunda yeniden canlar yitirildi. Muhalefet ise iktidarın seçim stratejisi olduğu yurttaşların ezici çoğunluğu tarafından görülen bu savaş siyasetlerine ve hudut ötesi operasyonlara açıktan takviye verdi. Sadece savaşın ülkemize verdiği ve vereceği müthiş yıkımın sorumluluğunu üstlenmekle kalmadı, iktidarın seçim stratejisinin kesimi haline geldi.
“Bu ülkenin insanları iktidar için, hükümranlar için ucuz asker, ucuz emektir”
Hepimiz biliyoruz bu ülkenin insanları iktidar için, hükümranlar için ucuz asker, ucuz emektir. Bunun için asker millet oluruz, vatanın dağı taşı, ormanı, deresi satılırken vatan, bayrak nidaları bunun için yükseltilir. “Ayağına taş değmesin” denen Mehmetçikler bunun için hayatı, umutları olan beşerler değil, savaşlarda harcanabilecek isimsiz, bilinmeyen birileridir. Boğaz tokluğuna çalışan Ayşenur öğretmen bunun için şehit mertebesine konulur.
Asıl olan soygun, talan, rant rejiminin sürmesidir. Savaştan para kazananlar zenginliklerine zenginlik katarken, bize düşen mevt, göç ve alabildiğine yoksulluktur.
Savaş siyasetleri faşizmin kurumsallaşmasına meşruiyet sağlamak, demokratikleşme imkanlarını boğmak, halkın ve muhalefetin sesini yok etmek fonksiyonunu görür. Tam da artık olduğu üzere.
Bütün demokrasi güçlerini, iktidarın faşist konsolidasyon sürecini savaş siyasetlerini derinleştirerek ilerletmesi, demokrasi güçlerini savaş aracıyla parçalaması ve etkisizleştirmesi siyasetini boşa çıkarmak için savaşa karşı güçlerini birleştirmeye ve konferansı savaşa karşı çabanın bir aracı olarak güçlendirmeye çağırıyoruz.”