Ersin Tatar uyardı: İsrail’in bir sonraki hedefi Kıbrıs mı?

Tatar’ın büyük tehlikeye dikkat çekmesi, “İsrail’in bir sonraki amacı Kıbrıs mı?” sorusunu bir sefer daha akıllara getirdi. İşte Tatar’ın ihtarının perde gerisindekiler…

“Vadedilmiş Topraklar” planına nazaran “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölgede” hak tez eden Siyonistlerin işgal planında Türkiye’nin güney kısmı ve Kıbrıs adası da yer alıyor. Bu nedenle Gazze işgalini başlatmak için Hamas’ı mazeret gösteren, 7 Ekim’den bu yana tüm bölgede akılalmaz bir soykırıma girişen İsrail’in planları ortasında Kıbrıs’ın olduğu uzun müddettir gündeme geliyordu.

Tarihsel süreçte Siyonistler için ebediyen stratejik bir pozisyona sahip olan Kıbrıs’ta Yahudi nüfusunu çoğaltmak için birbiri arkasına ataklar yürüten İsrail’in adada arazi topladığı ortaya çıktı. Yeni Şafak muharriri İsmail Kılıçarslan, 12 Kasım 2023 tarihli köşe yazısında, bu sürecin KKTC’de 2003 seçimlerinin akabinde koalisyon hükümetini kurup başbakan olan Mehmet Ali Talat vaktinde başladığını şöyle anlattı:

“O tarihte Haham Haim Azimov, Talat’ın “özel görüşmecisi” Özdil Nami ve pek çok Yahudi firmanın danışmanlığını yürüten eski ticaret odası başkanı Erdil Nami bir toplantı gerçekleştiriyorlar ve Siyonist sermayenin Erenköy’e bir yat limanı ve 5 yıldızlı otel yapmasını kararlaştırıyorlar.

Kamuoyuna “İsrail adaya yalnızca yatırım yapmaya geliyor” iletisiyle birlikte pazarlanan bu proje, bir bakıma İsrail’in Arz-ı Mev’ud planının Kıbrıs ayağının da başlatıcısı oluyor.

Gelin, ismi “İsrail’in KKTC’de Toprak Alma ve Koloni Kurma Çalışmaları” olan rapordan kimi bilgileri birlikte gözden geçirelim.

Kıbrıs’taki birinci Siyonist yerleşkeleri Haim Azimov’un gayrı resmi sinagogunu Karaoğlanoğlu Köyü’ne açmasıyla birlikte bu köy etrafında oluşmaya başlar. Lapta, Alsancak, Çatalköy ve Ilgaz üzere yerlere yerleşerek alanlarını genişletirler. Akabinde kuzey kıyısında batıda Gaziveren, doğuda da Dipkarpaz istikametine yanlışsız pek çok arazi satın alarak buralara “Yahudi siteleri” kurulur. Bu evreden sonra yöneldikleri yerler Karpaz Yarımadasının İsrail’e bakan güney sahillerinden ve Meserya’dan topraklar satın almak olur. An itibariyle İskele isimli mevkide devasa bir siteleri mevcut mesela.

Dikkat isterim. İskele bölgesindeki devasa Yahudi yerleşkesini inşa eden isim İsrail doğumlu Yaacov Afik. Afik, 2017’de de KKTC vatandaşı yapılıyor ve her KKTC vatandaşı üzere sınırsız toprak alma hakkı elde etmiş oluyor.

Girne’deki Alagadi Plajı mevkiinde büyük bir sitenin inşasına başlayan Samar Saade de İsrail doğumlu ve KKTC vatandaşı yapılmış. Gaziveren’deki Afrodit Sitesini inşa eden Amikam Marhoom da yeniden KKTC vatandaşı. Amikam yakın vakitte ölmüş lakin şirketi Evergreen yoluna devam ediyor.

Vatandaşlık alma konusunda zorlanan Siyonazilerin Kıbrıs’tan toprak alma konusunda dört farklı yolu daha var.

Toya Turizm’in sahibi, Evergreen’in CEO’su Cihan Erdoğan’ın bütün alımlarını İsrail sermayesi ismine yaptığı adada daima konuşulan bir husus mesela. Trust sistemi ile arazi almak, %51’i yerli %49’u yabancı sermayeli şirketler üzerinden toprak toplamak ve tapuya işlemeden noter senedi ile toprak edinmek üzere yollar bunlar.

Şimdi sıkı durun. Siyonazilerin 2.000 şirketi ve 25 bin dönüm toprağı var KKTC’de. Şu an KKTC’de yaşayan nüfusun yaklaşık %8’i, yani 30 bin şahsı Yahudi. Üstelik Ukrayna savaşı sebebiyle Ukrayna’dan adaya getirilen 20 bin Ukrayna Yahudi’si de hesaba katılırsa şu an 50 bini aşmış durumda adadaki Yahudi nüfus.”

Filistin için kurdukları “bu topraklar zati bizimdi” cümlesini Kıbrıs için de kuracaklarına dikkati çeken Kılıçarslan, “Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar” dediğimiz her seferinde “Gazze’nin Türkiye ile ne ilgisi var?” diyen şapşallar yarın öbür gün Siyonaziler “Kıbrıs zati bizimdi” dediklerinde “adamlar haklı abi, onlarınmış işte” derler mi? Derler bence. O yüzden bizimkisi bir “ölüm-kalım meselesi”ne hakikat gidiştir” tabirlerini kullandı.

Siyonist Musevilerin KKTC’de önemli boyutlara varan toprak alımlarının akabinde Kıbrıs Vakfı da geçtiğimiz yıl işgalci İsrail tehdidine karşı Kuzey Kıbrıs ve Türkiye kamuoyuna ihtar nitelinde bir duyuru yayınladı. ‘İsrail’in işgal planı Filistin’le hudutlu değil’ denilen açıklamada, siyonistlerin kendilerince çizdiği ve ismine “Arz-ı Mevud” dedikleri “Vadedilmiş Topraklar”ın içine Filistin üzere Kıbrıs Adası’nın da dahil olduğu belirtildi. Bu durumun, Türkiye’nin ulusal güvenlik sıkıntısına bir tehdit oluşturduğu vurgulandı. Türk halkına “sessiz işgale” dur de daveti yapıldı.

Rum Bölümü’nü işgal üssüne dönüştürmek için plan yürüttüğü söylenen İsrail’den bir atılım daha geldi. Tarihler 12 Aralık 2023’ü gösterirken Siyonist İsrail, Güney Kıbrıs’ta Tel Aviv irtibatlı maksatlara akın hazırlığında olan İran temaslı bir terör hücresinin çökertildiğini sav etti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinin yaptığı açıklamaya nazaran, Mossad’ın işbirliğiyle GKRY güvenlik güçlerinin burada “İsrail ve Yahudi ilişkili gayelere akın planlayan İran ilişkili bir terör hücresini çökerttiği” ileri sürüldü. GKRY güvenlik güçlerinin tutuklamaları sayesinde “hücre, planları, taarruz maksatları, İranlıların GKRY ve başka yerlerde hareket planlarının” ele geçirildiği savunuldu.

Gazze’den 7 Ekim’de düzenlenen taarruzların akabinde İran’ın bölgedeki atak hazırlığını artırdığı aktarılan açıklamada, İsrail Ulusal Güvenlik Kurulu’nun birçok İsraillinin GKRY’e gittiğini tespit ettiği, vatandaşlarını dünya çapında seyahat ederken tehditlere karşı daima olarak güncellemelerle uyardığı paylaşıldı.

İsrail’in açıklamasında, çökertilen hücreden kaç kişinin gözaltına alındığı belirtilmedi fakat bölge basınında GKRY güvenlik güçlerinin iki kişiyi gözaltına aldığı yer aldı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), İsrail’in, İran’ın kelamda terör faaliyetleri için KKTC’yi kullandığı argümanını şiddetle reddetti. KKTC Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, İsrail hükümetinin gerçeklerle bağdaşmayan açıklamalarda bulunduğu vurgulanarak, “Bunun son örneği, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan, İran’ın kelamda terörist faaliyetleri için ülkemizi kullanmakta olduğu tezidir. Kanıtsız, dayanaksız ve makûs niyetli bu iddiayı şiddetle reddediyoruz” tabirine yer verildi.

İsrail tarafından Gazze ve Batı Şeria’da insanlık dışı akınların devam ettiği belirtilen açıklamada, İsrail’in kamuoyunun dikkatini dağıtmak hedefiyle gerçeklerle bağdaşmayan açıklamalar yapmaya devam ettiği aktarıldı.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Yıllardan bu yana ana vatan Türkiye’deki kardeşlerimize karşı kanlı aksiyonlarını sürdüren PKK’ya konut sahipliği yapan; ayrıyeten Rus oligarklar başta olmak üzere kara para aklama merkezi haline geldiği memleketler arası raporlar ile tescil edilen Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin teröre verdiği takviye ortadayken, İsrail hükümetinin ülkemizi gaye alma gayretleri açıkça arka niyetlidir.

Bir huzur ve itimat ülkesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, karanlık ve kirli oyunların içine çekilmesine müsaade etmeyeceğimizi,

ülkemizde yaşayan herkesin güvenliğini kararlılıkla sağlamaya devam edeceğimizi tüm dünyanın bilgisine sunarız.”

İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın temmuz ayında Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nde (GKRY) aksiyon hazırlığı yaptığı öne sürülen İranlı tetikçi Yusuf Şahbazi Abbasali’yi, İran topraklarında düzenlediği operasyonla ele geçirdiği argüman edilmişti. Abbasali’nin aksiyonu KKTC üzerinden planladığı argümanları, KKTC makamlarınca kesin bir lisanla yalanlanmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha evvelki açıklamalarında bu tehlikeye tekraren dikkat çekti. Erdoğan en net bildirisini 15 Mayıs’ta yaptığı AK Parti küme toplantısında şu sözlerle verdi:

“Şimdi Hamas’ı destekliyoruz diye dışarıda ve içeride bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok? Sanmayın ki İsrail Gazze’de duracak.

Hamas, Gazze’de Anadolu’nun ileri sınır savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?”