Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eksal Kargı, gerek iş hayatı, gerek aile hayatında kişinin özgüvenli olmasının etrafını de olumlu etkileyerek sağlıklı bir hayat sürmesini sağlayabildiğini anlatarak, en değerli bahsin da hastanın memnunluğu ve düzgün hissetmesi olduğunu belirtti.
Estetik ameliyatlar sonrası ağrı hissedilmesinin her ameliyat için kelam konusu olmadığını, birçok estetik ameliyat sonrasında ağrı hissedilmediğini söz eden Kargı, “Hafif ağrı olursa bu 1-2 günde geçer ve bu müddette de çarçabuk ağrı kesici ilaçlarla denetim altına alınabilir. Kasların da dahil olduğu ameliyatlarda, örneğin göğüs protezi ameliyatlarında ağrı ve gerginlik hissi biraz daha uzun sürebilir.” değerlendirmesini yaptı.
Her ameliyat sonrası iz kaldığını lisana getiren Kargı, estetik cerrahların da bu izleri bilinmeyen hale getirmeye çalıştığını anlattı.
“UCUZ DİYE SIHHATSİZ SÜREÇLER YAPMAYIN”
Kargı, silikonun tıpta çok kullanılan bir materyal olduğunu ve göğüs protezinin kansere neden olduğuna ait bir bilgi bulunmadığını söz ederek, şöyle konuştu:
“Kanser bütün dünyada artıyor. Estetik emelli göğüs protezi koydurmuş bir bayan da her bayan üzere kansere yakalanma riskine sahiptir. Silikon, öteki düzeltici ameliyatlarda da itimatla kullandığımız bir gereç olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca göğüs büyütme ameliyatı sonrası karşılaşılan riskler seçkin rastlanan bir durumdur. Kişinin sıhhatini hiçbir biçimde tehlikeye sokmaz. Kullanılan silikonun bedene yerleştirilmesi sonrası muhakkak ömrü yoktur. Silikon ile ilgili bir sorun yaşanmadığı sürece hayat uzunluğu kullanılır.
Piyasada Çin malı silikonlar mevcuttur. Bunlar kanserojen özellikler taşıyabilir. Ucuz diye sıhhatsiz seçimler yapmayın. Silikon patlaması sık rastlanan durum değildir, lakin tekrar de patlarsa patlak silikon çıkarılır, yerine sağlam silikon takılır.
Ameliyattan sonra (silikon) ile süt verebilir miyim? diye sorarlar. Net olarak söyleriz ki; ameliyattan sonra çok rahat süt verebilirsiniz.”
Estetik ameliyatların sıhhat durumu ve yaş uygunsa isteyen herkese yapılabileceğini belirten Kargı, “Birtakım estetik operasyonlar için muhakkak yaş sıralaması ve ameliyatın yapılabilmesi için gerekli olan ülkü bir yaş ortalaması vardır. Bu şartları yerine getiren ruh ve vücut olarak sağlıklı olan herkes estetik ameliyat olabilir. Örneğin kepçe kulak ameliyatı 5-6 yaşında, göğüs büyütme estetiği ve burun estetiği 18 yaş civarında ve yüz germe ameliyatları 40 yaş üzerindekilere yapılmalıdır.” diye konuştu.
Kargı, operasyonların risklerinin öbür cerrahi teşebbüslerin tümünde olduğu üzere kişinin genel sıhhat problemlerinden kaynaklanabilecek riskler bulunduğunu kaydederek, “Bunun dışında estetik ameliyatların kendilerinden kaynaklanan tehlikeler yoktur. Estetik ameliyat hayati organ ve dokularla ilgili bir teşebbüs olmadığından hastaların sıhhatinin ya da ömrünün riske edilmesi kelam konusu değildir.” sözlerini kullandı.
“UZMANI VE YERİ ÇOK GÜZEL ARAŞTIRIN”
Estetik ameliyatların en önemli risklerinden birinin doku vefatı olduğuna işaret eden Kargı, şöyle konuştu:
“Doku vefatının sebebi ise operasyon yapılan bölgedeki derinin kâfi ölçüde oksijen alamamasıdır. Kâfi ölçüde oksijen olmaması kısa müddette doku vefatlarına neden olur.
Plastik cerrahi müdahalenin başkalarına oranla daha fazla risk taşıdığı hasta kümesinin başında sigara tiryakileri ve diyabet hastaları gelmektedir.
Sigara kullanan yahut diyabetli bireylerde doku vefatı ile müsabaka mümkünlüğü olabilir. Lakin kozmetik estetik yoluna başvuranlarda bu duruma daha da az rastlanır.”
Kargı, estetik-plastik cerrahinin gayesinin, insanların vücutlarında var olan fizikî kusurlarını düzelterek onların ruhsal yapıları üzerine olumsuz tesirlerini ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayarak, bu süreçleri da sadece estetik-plastik cerrahlarının yaptığını anlattı.
Estetik korkuyla ameliyat yaptırmayı düşünen insanların çok seçici olmaları gerektiğini vurgulayan Kargı, şöyle devam etti:
“Doktor olmadığı halde, estetik-plastik cerrahı olmadığı halde estetik cerrahi müdahaleleri yapan ne yazık ki ‘merdiven altı’ denilen yerler tüm dünyada var. Burada sorumluluk ameliyatı yaptıran şahsa düşmektedir.
Estetik düşünen kişi ameliyat olacağı uzmanı ve yeri çok âlâ araştırıp ondan sonra karar vermelidir. Hayati organ ameliyatları üzere riskli olmasalar da estetik ameliyatlar da tüm başka cerrahi teşebbüslerde olduğu üzere alınması gereken birtakım tedbirler vardır.
Bu tedbirler lakin tam teşekküllü hastanelerin teknik donanımı ile sağlanabilir. Her ameliyatta olduğu üzere plastik cerrahide de komplikasyonlar ender olarak görülür. Ancak hekiminizi ve ameliyatınızın yapılacağı yeri gereğince araştırılmadıysa, kolay bir operasyon bile çok riskli hale gelebilir.”
“ERKEKLERİN ENÇOK TALEP ETTİĞİ ESTETİK SAÇ EKİMİ”
Kargı, estetik ameliyatların erkekler ortasında da yaygınlaştığını belirterek, “Özellikle rinoplasti, yani burun estetiği ve jinekomasti, yani göğüs dokusu bozukluğu ameliyatları her geçen gün daha fazla talep görüyor. Ayrıyeten son yıllarda erkeklerin liposuction, mide botoksu, cilt dolgusu üzere süreçlere de ilgisi artıyor. Olağan tüm dünyada erkeklerin en çok talep ettiği estetik süreç, saç ekimi.” dedi.
Estetik süreçlerin ölçülü olduğunda çok hoş sonuçlar oluşturduğunu aktaran Kargı, şunları söyledi:
“Her mevzu ve alanda olduğu üzere estetik alanında da doyumsuz olmak ne yazık ki işleri çıkmaza sokabilir. Bu durumda biz tabiplere, hastalarımızın vücut ve ruh sıhhatini olumsuz etkileyecek ‘estetik çılgınlığı’ dediğimiz, sonu olmayan estetik süreçlerden müdafaa konusunda büyük sorumluluk düşüyor. Estetik süreçler küçük kozmetik süreçlerden ibaret değildir, genel anestezi altında yapılan büyük hayati riskleri olan ameliyatlar olup, hastalar bu mevzuda bilgilendirmelidir, riskler ve kar ziyan oranları göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.”
Operasyonlarla ilgili “merdiven altı” ikazı yapan Kargı, “Profesyonelce yapılmayan estetik süreçlerin akabinde olumsuz tablolara çok sık rastlıyoruz. Uzmanlar harici enjeksiyon yaptıranlar; göğüs, popo, dudak ve yanak bölgesine sanayi silikonundan tutun yemekte kullanılan yağa kadar birçok husus bedenlerine yerleştirilebilir. Bu bireyler yıkıcı sonuçlarla karşılaşıyorlar. Bu uygulamalara maruz kalan bedenlerin birçoğunda ne yazık ki geri dönüş mümkün olmuyor. Bu bireylerin eski yüzlerine kavuşması da imkansız bir hal alıyor.” diye konuştu.
Kargı, yüz ve bedene yapılacak en küçük sürecin bile uzman cerrah tarafından yapılmasının hayati değer taşıdığına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Yüze husus enjekte eden kişinin kesinlikle plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanı olması gerekiyor. Zira bu süreç tıbbi bir branştır. Ne yazık ki rant emeli ve maddi sebeplerle hiç bu mevzuda yetkisi olmayan şahıslar estetik süreç uygulamaya kalkıyorlar.
Her doktor da bu işlemi yapamaz, yapmaması gerekir. Her branşın yapması gereken ameliyat statüsü belirlidir. Kaldı ki doktor bile olmadığı halde bu operasyonları yapanlar var.
Çeşitli yerlerde, uygunsuz ortam ve şartlarda estetik süreci yaparak insanların hayatını karartan makus niyetli şahıslar var. Estetik operasyon düşünen şahısların kesinlikle bu alanın uzmanına ulaşması gerekiyor. Uzman görüşünün akabinde gereksinim varsa bilimsel doğruluğu kanıtlanmış sistemlerle estetik müdahalelerin yapılması gerekir.”